Ölen Öldüğüyle Kalıyor, Biz Gırtlak Derdine Düşüyoruz

SOMA’da bir yandan madenden işçiler çıkarılırken diğer yanda da cenazeler kaldırılıyordu. Mezarların hemen yanında lokma yapılıp dağıtılıyordu. Dünya hali işte değil mi? Ölen öldüğüyle kalıyor, kalan sağlar olarak maalesef gırtlak derdine düşüyoruz. Her zaman dendiği gibi “Hayat devam ediyor!”. Bir yerinden hayata sarılacağız ve umut edeceğiz, acılarımızdan ders alıp onları unutmadan. Elbette bizde de bunca acıya rağmen, boğazımıza dizilse de aş pişiyor. Elim zor gidiyor olsa da tarif paylaşmaya başlayacağım artık. Umut edebilmek, kafamı başka konularla da meşgul edebilmek için.

Anne sıcaklığı taşıyan bir tarif ile geri döneyim. Aslında annemden çok anneannem yapardı. Göz kararı un, şeker, Vita yağı da kullanarak pişirdiği kurabiye. Bunu, Bursa lokumunu ve kokusu eve dağılmasın diye bahçenin bir köşesinde küçük tüp üstünde sohbet ederek kızarttığımız bacaklı lokmaları bilirdi hamur işi niyetine.

Ankara Yaşamkent’teki Çağdaş Market’ten aldığım için evde yapmaya üşendiğim kurabiyeler bunlar. Meğer diğer adları da şam kurabiyesi imiş. Yeni evimiz o marketteki çalışanların sıcaklığından çoook uzak. O halde iş başa düşer.

samannekurabiyesi