Bu aralar Ümraniye Çakmak Köprüsü civarını sık ziyaret eder oldum. İşimi hallettikten sonra etraftaki restoran ve alış veriş merkezlerini keşfediyorum kimi zaman. Nur Abla Karadeniz Sofrası’nı Seda’dan duymuştum birkaç yıl önce. Karadeniz Mutfağı’na olan merakımı bildiğinden burayı ballandıra ballandıra anlatmıştı. Kısmette Ümraniye’ye taşındıktan sonra Nur Abla ile tanışmak varmış.
“Karadeniz’in bir hamsi tavası, bir lahanası var!” demelerine içerleyen Nur Abla, Karadeniz’in kaybolan mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak için harekete geçmiş. Evindeki davul fırında, baklava ve laz böreği pişirerek başlamış, bunlar o kadar lezzetli bulunmuş rağbet görmüş ki İstanbul Çayeliler Derneği yemeklerinde sunulmaya başlanmış. Talep artınca fırın sayısı çoğalmış, kendi gibi becerikli hanımları etrafına toplamış, baklavaları evlere servis etmeye başlamış. Azmi onu, Ümraniye Tepeüstü’ndeki restoranının sahibi yapmış.
Nur Abla, Karadeniz Sofrası’nı 45 yıllık eşi Fevzi Amca’yla birlikte yönetiyor. Finans işleri onda, yemeklerse Nur Abla’da. Restorana gittiğinizde ona büyük ihtimalle rastlayacaksınız. 60 yaşlarında ama göstermiyor, ufak tefek bir hanım. Her masayı tek tek gezip hal hatır soruyor.
Nur Abla Karadeniz Sofrası, Çakmak Köprüsü’nden Tepeüstü’ne doğru giden yol üzerinde. Karadeniz pidecilerinin bolca bulunduğu sokağın hemen başında. Türkiye’nin dört bir yanında yaşayanların yanı sıra turistleri de ağırlıyor. Talat Bulut ve kızı da mekana zaman zaman uğrayan ünlülerden. Talat Bulut komşumuz olsa gerek, sık sık rastlaşır olduk.
Çayeli kuru fasulye, turşu kavurma, muhlama, karalahana çorbası, karalahana sarması, hamsi kuşu, hamsi koli, hamsi tava, hamsili pilav, kavurma, köfte, Karadeniz pideleri, Rize kadayıf, baklava çeşitleri, sütlaç, pepeçura, laz böreği menüde yer alanlardan sadece bir bölümü. Restorana ilk gidişinizde, hele de birkaç kişiyseniz, pek çok çeşit sipariş edip hepsinin tadına bakmanızı öneririm. İlkinde tek kişi olmama rağmen bu yöntemi uyguladım, sonra da eşimi suç ortağım yaptım.
Karadenizliler’in aşina olduğu lezzetlerin tadı burada bambaşka. Buram buram Karadeniz kokmamaları mümkün mü? Nur Abla’nın mutfağında kullanılan malzemeler, et de dahil Karadeniz’den geliyor. Margarini mutfağına sokmuyor, tereyağından vazgeçmiyor, şebeke suyunu kullanmıyor. Nur Abla’nın muhlaması, kavrulmuş mısır unu ile yapılması nedeniyle benzerlerinden farklı bir tada sahip.
Fırında bakır tencerenin içinde dört saat pişirilen kuru fasulyenin tereyağı tam kıvamında.
Benim gibi Karadeniz Mutfağı’na tutkunsanız, burayı asla es geçmemelisiniz.
Nur Abla Karadeniz Sofrası
Ümraniye-İstanbul