Mutfak kültürümüz ve damak tadımız günden güne değişiyor. Küreselleşmenin etkisiyle başta İtalyan ve Uzakdoğu olmak üzere dünya mutfaklarından lezzetler de soframızda baş köşeye oturuyor. Bunca koşuşturmaca arasında fast food kültürü önemli bir yer ediniyor. Eski usul yemekler, annelerimizi ziyaret ettiğimizde tadına vardığımız, nostaljik anılarımızın parçası olarak hafızamızda yer ediyor. Yeni neslin, bırakın eski usul yemeklere, yemek pişirmeye yanaşmaması nedeniyle Türk Mutfağı’nı zamanla konferanslarda konuşur, belgesellerde izler olacağız korkarım!
Kuş üzümünü, tatlı lezzetinden dolayı sarma içinde istemeyen damak tatları, yemek içinde meyve görmeye hayli hayli yanaşmaz sanırım. Oysa ki Türk Mutfağı, etli meyve yemekleri açısından oldukça zengin. Öyle ki ayvadan bademe, kayısıdan elmaya, kestaneden üzüme, eriğe, kiraza, yeni dünyaya kadar bir çok meyve etle birlikte yemek haline gelebiliyor. Bölgesel dağılıma bakarsak; Karadeniz, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz’de meyveler yemeklerde yaygın olarak kullanılıyor. Ege Bölgesi’nde ise etli meyve yemeği bilgisine rastlanmıyor.
Osman Güldemir ve Nevin Halıcı, Van Yüzüncüyıl Üniversitesi’nde 2009 yılında gerçekleşen 2. Traditional Foods Symposium’da “Türk Mutfağı’nda Geleneksel Etli Meyve Yemekleri” üzerine bir sunum yapmışlar. Bu yemeklerin önümüzdeki yıllarda yitirilmemesi ve tamamen unutulması tehlikesine karşı arşivlenmesini önemli görmüşler, elde edilen bilgileri kayıt altına almayı amaçlamışlar. Bu doğrultuda; bölgelerini temsil eden yaşlı kaynak kişilerle görüşmüşler, konu alanını doğru yansıtan basılı veya basılmamış çalışmaları taramışlar ve Türk Mutfağı’nda geleneksel etli meyve yemeklerini bir araya getirmişler. Bu çalışmada; ayva dolması, gallesi; erik, çağla yemeği; erik, ayva yahnisi, kayısılı gerdanı, lahmi kiraz, yeni dünya kebabı ve bunlar gibi bir çok yemek; kullanılan malzemeler ve kısa tarifleriyle sıralanıyor. Osman Güldemir ve Nevin Halıcı gibi araştırmacıların başımızdan eksik olmamasını diliyorum. Sözünü ettiğim çalışmanın tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Bu araştırmada rastladığım; Gümüşhane’den ayvalı ete, Gaziantep’ten çağlaşına, Bolu’dan etli kestaneye mim koydum. Bu tarifleri sizlerle buluşturmayı umuyorum. Yemeklerde kullanılmak üzere en fazla tercih edilen meyve ayva imiş, onu erik ve kayısı takip ediyormuş. Size tarifini vereceğim ayvalı, kestaneli ve bademli pilav, çeşitli kaynaklardan yaptığım araştırmalar sonucu ortaya çıktı. Böylece, başarısız ayva püresi denememden sonra ilk kez ayvalı bir yemek yapmış oldum. Lezzetinden keyif duydum, darısı diğer meyveli tariflerin başına.
Ayvalı, Kestaneli ve Bademli Pilav
Malzemeler (4-5 kişilik):
- 1 su bardağı pirinç
- 1, ¾ su bardağı sıcak su
- 1 ayva
- 100 gr kestane
- ½ çay bardağı kabuksuz badem
- 1 kesme şeker
- 1 orta boy kuru soğan
- Yarım çay kaşığı tarçın
- ½ kahve fincanı zeytinyağı
- Yarım limon
- Tuz
Yapılışı:
Pirinci, ılık ve tuzlu suda en az yarım saat bekletin. Daha sonra süzün, duru suyu çıkana dek yıkayın.
Kestaneleri yıkayın, bıçakla üstlerine kesik atın. Teflon tavaya dizin. İçine bir parmak kadar su koyup pişirin. Suyunu çekince diğer yüzlerini çevirip 2 dakika daha pişirin. Birini yiyerek pişip pişmediğini kontrol edin. İstediğiniz kıvamdaysa tavadan alıp ılınmasını bekleyin. Sonra kabuklarını soyup 1-2 parçaya kesin.
Ayvanın kabuklarını soyup kuşbaşı doğrayın. Limon suyunu üzerine döküp karıştırın ki kararmasın.
Kuru soğanı diş diş doğrayın. Kuşane tencereye zeytinyağını koyun, kızdırın. İçine soğanları, ayvaları ve bademleri dökün. Karıştırarak 7-8 dakika pişirin. Bu sürede bademler hafif kızaracak, soğanlar saydamlaşacak, ayvalar da hafifçe yumuşayacak.
Tencereye pirinçleri alın ve 2 dakika kadar diğer malzemelerle kavurun. Sıcak suyu, şekeri, tarçını, kestaneleri ve damak tadınıza uygun miktardaki tuzu ekleyin. İyice karıştırıp tencerenin kapağını kapatın. Suyunu çekene kadar orta ateşte sonra en kısıkta pirinçler uzayıp tombullaşana dek pişirin. Ocağın altını kapatın, tencere ile kapak arasına temiz bir bez veya kağıt havlu sererek demlendirin.