Geçen hafta eksik olmasınlar konuklarımız pek çoktu. Davetlerimizden biri çay saati diğeri mangal partisi özelliğindeydi. Yemek yedirmeyi sevdiğimden, bol bol ve çeşit türlü yemek yapma fırsatı yakaladığımdan sevincim katlandı.
Konuk ağırlarken menü hazırlığı aşaması en can alıcı nokta bence. Önce davetin özelliğine bakarım, çay saati mi, tamam. Kek, kurabiye, börek, salata çeşitleri yapılacak belli ki. Sonra konuklarımı gözden geçiririm; aralarında çocuk var mı, ne yemekten hoşlanırlar, acı veya sarımsak yerler mi, tatlı mı severler? Hatta sorarım; özellikle pişirmemi istedikleri bir lezzet var mı? Verilen yanıtlar ile menünün ilk kalemleri ortaya çıkar.
Mevsimsellik de önemlidir. İçinde bulunulan aya ait sebze ve meyvelerle yiyecek hazırlandığında lezzetinin bir bölümü garantidir, gerisi maharetinize kalmıştır. Birbirine benzer malzemelerle üretilen yemekleri sofrada yan yana getirmemeye çalışırım ayrıca. Zeytinyağlı yaprak sarması yaptıysam pirinçli başka bir lezzete yer vermem menüde. Bulgurlu, makarnalı veya mercimekli çeşitlere yönelirim.
Çay saatine yönelik bir menü hazırlıyorsam tatlı ve tuzlu çeşitlerini eşit düzenlemeye bakarım. Çikolatalı ağır bir tatlı varsa belki tuzlu sayısı daha fazla olabilir.
İlk kez pişirilen bir lezzetle konuklar önüne çıkıldığında risk alınmış olur. Hikayenin sonunun övgü dolu sözlerle bitmesi de söz konusudur ancak boşuna kürek çekme ihtimali olduğunu da göz ardı etmemelidir. Bu sözleri kendim için de tekrarlıyorum. Konuklarımı alışılmışın dışında lezzetlerle buluşturmak isterken henüz pişirme aşamasında fiyasko olan, boşu boşuna zaman ve emek harcadığım tercihlerim çok olmuştur.
Menü hazırlığıyla ilgili dikkat çekeceğim diğer nokta ise; servisini rahatça yapabileceğiniz çeşitler seçmeniz. Aksi halde yemeğin ortasında kızartacağınız paçanga böreği için sofradan sık sık kalkmak, onları tam kıvamında pişirmeye çalışmak, konuklarınızı yalnız bırakmak, en önemlisi birlikte alınacak keyiften çalmak söz konusu olacaktır.
Menü hazırlığına ilişkin deneyim paylaşımından sonra geçen haftaki çay saati daveti için hazırladığım nar pelteli damla sakızlı muhallebi tarifini paylaşıyorum. İçine margarin yerine krema konduğundan olsa gerek muhallebisi ipek kıvamında oluyor.
Nar Pelteli Damla Sakızlı Muhallebi
Malzemeler (8 kup):
Damla Sakızlı Muhallebi için;
- 1 kg süt
- 2 tatlı kaşığı damla sakızı macunu (reçel de deniyor)
- 2 yemek kaşığı un
- 2 yemek kaşığı nişasta
- ¾ su bardağı toz şeker
- 200 gr krema
- Süsleme için nar taneleri
Nar Peltesi için;
- 2 su bardağı nar suyu
- 4 tepeleme yemek kaşığı toz şeker
- 2 su bardağı su
- 5 yemek kaşığı nişasta
Yapılışı:
Un ve nişastayı bir kaseye koyun. İçine 1 bardak sütü incecik akıtırken aynı zamanda da çırpın. Akışkan bir kıvam elde edin. Sütün kalanını ve şekeri tencereye koyun, orta ateş üstüne alın. Sütlü nişastalı karışımı ip gibi akıtıp karıştırın. Muhallebi kıvamına gelince ve ilk kaynama baloncukları çıkınca tencereyi ocaktan alın. İçine kremayı ve damla sakızı macununu ekleyin. Çırpma teli ile sakızlar eriyene kadar karıştırın. Kup bardaklarının yarısından biraz fazlasına kadar kepçeyle doldurun.
Nar suyu ve nişastayı tencereye koyup arada karıştırarak ısınmaya alın. Bu arada nişastayı suda çözdürün. Tencereye ip gibi akıtın ve sürekli karıştırarak pelteyi pişirin. Kaynama baloncukları çıkınca ocaktan alın ve 5 dakika dinlendirin. Daha sonra kup bardaklarındaki muhallebinin üstüne pay edin. Üzerini nar taneleri veya kuru gül tanecikleriyle veya yapraklarıyla süsleyebilirsiniz.