O bir kokoş! O bir uykusuz! O bir her şeye rağmen neşe kaynağı! O bir hamarat! O bir Diduuuuuuuuu diye uzar gider bu! Kalanını yüzüne söyleyeceğim Tümay’ıma :) Onun Ramazan hikayesi yıllar yıllar öncesine dayanıyor. Bana kalırsa huyunu aldığı anneannesiyle ilgili: “Şu anda aramızda olmayan ama aslında hep aramızda olan canım anneannemle ilgili komik ve eğlenceli bir anı bu. Onu her Ramazan bu hikayeyle yüzümüzde koca bir gülümseme ile hatırlarız. Biz babamın işi dolayısı ile her 4 senede bir taşındık. O yüzden de akrabalarımızla bir araya gelme şansımız çok olmazdı. Bundan dolayı Düzce’de oturduğumuz dönemde neredeyse her akşam hep anneannemlerle ve teyzemlerle beraber yemek yerdik. Hiç ayrılmazdık. Ramazanda da her akşam iftara anneannemde toplanırdık. Bütün teyzelerim ve kuzenler. Bildiğiniz cümbüş. Kocaman uzun bir masa. Hepimiz bir şeyler yapar, tencerelerimizle gider hep beraber yerdik. O zamanlar top patlardı önce iftar için. Anadolu’nun birçok yerinde hala var. Ben artık İstanbul’da pek duymuyorum. Tam masa başında topun patlamasını beklerken, büyük kuzenim koşarak masaya gelir’Anneanne anneanne top patladı!’ derdi! Anneannem de hemen ağzına bir zeytin atar, orucunu bozardı. İnsan her akşam da aynı şeye inanır mı :) Torunumsun, canımsın, sana inanıyorum!’ derdi bozardı. Ama her akşam Canım anneannem. Şimdi gözlerim dolu, yüzümde hafif tebessüm, bu anımı yazıyorum. Seni çok özledim…” Toprağı bol olsun, nur içinde yatsın Tümay’ım anneannesi.
Tümay’ım iftar için düğün sofrasına yaraşır damat paçası yaptı. Ben de yanına hafif içecek zencefilli limonata. Nerede bu menünün sebzesi diyene ratatuyumuz var. Kapanışı da şeftali ve yoğurdu bir araya getiren krokanlı yoğurt tatlısıyla yapıyoruz.