Ödüllü yazar ve gazeteci Elizabeth Gilbert Pen, haz, dinsel inanç ve denge arayışını bir araya getirdiği kitabı “Ye, Dua Et, Sev”i 2008’de yayınladı. Kısa sürede büyük beğeni toplayan kitabın beyazperdeye aktarımı gecikmedi. Gilbert’ı canlandıran Julia Roberts, “Pretty Woman”dan tam 20 yıl sonra çekilen, İtalya (Roma), Hindistan ve Endonezya’da geçen (Bali) “Ye Dua Et Sev” filmiyle yeniden masal kahramanı oldu.
Beyazperdenin kuralları işin içine girince kitapta tanık olduğunuz yolculuğun inandırıcılığından uzaklaşıyorsunuz. Adeta “Beyaz Dizi” aşk romanları serisinden birini izliyorsunuz. Roma, Hindistan ve Bali’nin; iştah açan, büyülü, rengarenk, dingin manzaralarıyla büyüleniyorsunuz. Filmin içsel yolculuğunuza giden yolda bir ipucu olup olmamasını umursamıyorsunuz.
Kendini bir türlü, yaradılışında aktif olarak yer aldığı evliliğinin içinde hissedemeyen Elizabeth 8 yılı ve eşini geride bırakır. New York’ta değişmeye çalıştığı sıra David’le yaşadığı aşk da kendini arama çabalarına yenik düşer.
Haber peşinden gittiği Bali’de tanıştığı lokman hekim Ketut’un kehaneti gerçek mi olacaktır yoksa?
New York’tan uzaklaşmaya karar verir ve yemek hazzının doruklarına ulaşacağı Roma’yı ilk durağı olarak belirler. Burada bir yandan yeni arkadaşlarıyla dünyevi hazzın peşinden giderken bir yandan da İtalyanca öğrenmeye çabalar. Öğrendiği gün alelade bir anlamı olan attraversiamo –karşıya geçelim- yakın gelecekte “yaşamının kelimesi” olacaktır.
Filmin bu bölümü İtalyan mutfağının resmi geçidi adeta: envai çeşit makarnalar, pizzalar, dondurma yiyenler, kahve içenler, şarabını yudumlayanlar gözlerinizin önünden geçiyor.
Elizabeth, Roma’dan ayrılıp ikinci durağı Hindistan’a giderken yanında birkaç parça giysinin yanı sıra yemek hazzının eseri fazla kilolarını da taşır. Kendini bulma yolundaki arayışa Ashram’da devam eder. Görmüş geçirmiş Teksaslı Richard da bu sırada yanındadır.
Dönüp dolaşıp Bali’de lokman hekim Ketut’un karşısına geçince kendine “Kehaneti gerçekleştirmek için mi geldim buraya?” sorusunu sorarken bulur. Meditasyon, Ketut’la sohbet, lokman hekim bilgilerini yazıya dökmeye destek, Bali’nin tadını çıkarma derken günler geçip gider.
Doğum gününü sebep bilip arkadaşlarından hediye yerine para ister ve küçük çaplı sosyal sorumluluk projesi gerçekleştirir. Balili şifacı Wayan ve kızı Tutti’nin kendi evlerine sahip olmasına yardım eder.
Bali’ye boşanma yaralarını sarmak üzere yerleşen Brezilyalı Felipe ile yakınlaşmaya başlarlar. Ketut’un önerdiği üzere; yüzü, aklı ve hatta ciğerleriyle gülümsemeyi başarır ancak yeniden sevmeye cesaret bulabilecek midir?
Yönetmenliğini Ryan Murphy’nin yaptığı filmde Elizabeth’i canlandıran Julia Roberts’a; “127 Saat” filmindeki performansıyla Oscar’a aday gösterilen, 8 festivalde en iyi erkek oyuncu ödülü alan James Franco, “İhtiyarlara Yer Yok” filmiyle Oscar, BAFTA ve Altın Küre Ödüllerini alan Javier Bardem, Richard Jenkins, Billy Crudup ve Viola Davis eşlik ediyor.
Gerçek bir yaşam hikayesine tanık olup ilham almak için kitabı okumanızı, Roma, Hindistan ve Bali’nin manzaralarıyla büyülenmek, ödüllü oyuncuların performanslarını görmek için filmi izlemenizi tavsiye ederim.