Tita ve Rosa mutfağı ve aşkı, hayatlarının merkezi yapmış iki kadın. Rastlantıya bakın ki hayat hikayeleri de mutfak masası üstünde doğarak başlıyor. Çeşit türlü sebeplerle kavuşamadıkları aşklarının avuntusunu mutfakta buluyorlar.
Meksikalı Tita’nın hikayesini “Acı Çikolata” kitabını anlattığım yazımda aktarmıştım. Şimdi sıra “La Cucina – Aşk Mutfağı” kitabının başkahramanı Rosa Fiore’de. Kalabalık bir Sicilya ailesinin tek kızı. Yemek yapmayı şölene dönüştürmek adeti. Bu da kısa sürede mükemmel bir aşçı olarak ünlenmesini sağlıyor. Aşçı dediğime bakmayın bir restoranda çalışmıyor, ev halkı ve çiftliğin çalışanları yetiyor da artıyor bile.
Mutfak hemen hemen tüm zamanını geçirdiği mekan. La cucina’yı yani mutfağı, bugün yaşayanların geçmişi, bugünü yaratanların birikimi olarak nitelendiriyor. “La cucina, geçmişin kokularıyla doludur ve o geçmişin tüm olayları o kokularla yaşanır tekrar tekrar. İşte vanilya, kahve, hindistancevizi ve güven… İşte bebeklerin o tatlı kokusu, yeni tabaklanmış deri, keçi peyniri ve menekşeler… Kilerin bir köşesine sinmiş eski tütün kokusu, yaşlılık ve ölüm gibi… Sonra şehvetin tuzlu tadını canlandıran çekmecelerdeki sabunlar, sarımsak, balmumu, lavanta, kıskançlık ve hayal kırıklığı…”
Çocukluk aşkı Bartolomeo ile birbirlerinden başkasıyla evlenmeyi hayal bile edemiyorlar. Ancak ailelerinin onlarla ilgili başka planları var. Rosa’nın sevdiği adamın ölümüyle birlikte dünyası alt üst oluyor ve kederini yemek yaparak, giderek artan bir biçimde yemek yaparak hafifletmeye çalışıyor. Evde tek bir zeytin, domuz ve tavuk kalmayıncaya dek kesiyor, pişiyor. Annesi bu gidişe son vermeye kalktığında ise hiç düşünmeden evi terk ediyor.
Bir elinde bavulu, bir elinde papağanıyla Palermo’ya kaçan Rosa, 25 yıl boyunca gündüzleri kütüphanede çalışarak, geceleri de minik mutfağında binbir çeşit yemek yaparak yaşıyor yalnızlığını. Yalnızlığı doyurmanın imkansız olduğunu bile bile.
Sicilya’nın değişik yörelerinin özgün yemek pişirme biçimleri üzerine bir kitap yazmaya hazırlanan, o masmavi gözlü, İngiliz Randolph Hunt kütüphanenin kapısından girdiği gün, ikisinin hayatı da sonsuza dek değişiyor.
Aşk ve mutfak sanatı birbirini tamamlar. Aslında ikisi de aynı şeyin parçalarıdır, hayatın tadını çıkarmanın… Rosa ve Randolph, bunları bilerek, birini diğerine feda etmeyerek, birbirlerine kadın ve erkek olduklarını hissettirerek maceraya atılıyorlar.
La Cucina “Aşk Mutfağı”
Yazan Lily Prior
Çeviren Solmaz Kamuran
İnkılap Kitapevi 2002