Balkabaklı börek yapmak için aldığım yufkaları son kullanma tarihi geçtiği, kabakları küflendiği için daha bu sabah attığımda içim cız etti, kendime fena halde kızdım. Dolma yaptığı kabağın oyduğu içiyle mücver, kalan pilav ile çorba yapan bir annenin kızıyım oysa. Ne kadar istemesem de israf ettiğim oluyor maalesef. Dünyanın öte tarafını bırak burnumuzun dibinde bile aç bilaç dolanan canlılar var oysa. Kendimi adam etmeye çalışırken israf konusunda yaratıcı bir “protestoya” imza atanlardan söz edeceğim size.

37 haftadır her çarşamba İstanbul Tarlabaşı’nda sofra kurup komşularıyla dayanışma içine giriyorlar.  Bunu hayır işi olarak değil protesto olarak nitelendiriyorlar. Yetinmiyorlar; savaşa, yoksulluğu körükleyen devletlere, israfa, doğa / hayvan sömürüsüne, tüketim kültürüne kazan kaldırıyorlar. Onlar “Bombalara Karşı Sofralar -Food Not Bombs İstanbul” grubu.

Müsrif dünyamızda karın doyurmak için paraya gerek olmadığını Tarlabaşı’ndaki çalışmalarıyla sembolik olarak gösteriyorlar. Şefleri, aşçıları yok. Konu komşuyu dayanışma sofralarına çağırıp bir sonraki hafta birlikte pişirmeyi teklif ediyorlar. Onların yapabildiği; marketlerde, lokantalarda israf edilenleri bulmak, takas pazarları açmak, becerilerimizi geliştirmek, eskinin kıymetini bilmek, tamir etmesini bilmek, yan komşunun kapısını çalmayı bilmek, çürümeyi bekleyen boş evlerde kirasız yaşamayı bilmek, bostanlar kurup patlıcanlarla beraber güneşlenmeyi bilmek, yürümeyi bilmek, beraber yürümeyi bilmek.

Yaptıkları hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz: https://www.facebook.com/sofralar

Ne zamandır aklımda; ben de bu hafta erzak dolabında olanları karıştırıp, son kullanma tarihi yaklaşanları değerlendireyim bari.