Ece Aşkının Ajandası 100 Yılı Geride Bıraktı

Okul açılırken tatlı bir telaş içine girerdim. Arkadaşlarıma, öğretmenlerime kavuşurdum, yetmez yeni “cicilerim” olurdu. 5 ortalı kareli metod defteri, 3 ortalı çizgili orta boy defterler, resim defteri, kap kağıtları, kurşun kalemler, silgiler… Üniversite döneminde bile bu alışkanlıklarım sürdü.

Jenerasyonum, teknolojik gelişmelerin canlı tanıkları. Renkli televizyon, walkman, bilgisayar, internet, cep telefonu… Üniversitedeyken bilgisayardan anlamak için 1,5 ay kadar bilgisayar programcılığı kursuna gitmişliğim var. Aklımda ne kaldı derseniz, açma-kapama düğmesi :) Müjde Ar’ın bir röportajında internetten söz ettiğini okumuştum. Türkiye’de iki kişi kullanıyormuş, bu nedenle yurtdışındaki arkadaşları ile bağlantı kuruyorlarmış. Ali Atıf Bir, çok da uzak olmayan bir geçmişte “blog”un ne olduğunu anlatmaya çalışıyordu. Gelecekte blogların çok yaygın olacağını öngörüyordu.

Şimdi bu yazıyı laptopta yazıyorum, sonra da bloguma yerleştireceğim. Evet elbette teknolojiye ayak uydurdum! Ancak üniversitede kullanmaya başladığım, sırdaşım ajandalarımdan vazgeçemiyorum. Onlar yıllarca, özlemle beklediğim günlerimi, sıcak arkadaş buluşmalarımı, ayrılık acılarımı, yoğun iş hayatıma dair notlarımı ve daha nicelerini yüklendi. İşte bu nedenle Sultanhamam-Cağaloğlu gezimiz sırasında Ece Ajandası’nın merkezi önündeki kuyruk, dikkatimi çekti.

Ece Ajandası, hem 100. yılın şerefine hem de bizlere yazmanın güzelliğini hatırlatmak için 25 ve 26 Aralık’ta 1910′da satıldığı fiyata; yani yalnızca 5 kuruşa satıldı. Merkezin önünde 25-30 kişilik bir kuyruk vardı. Kapıdaki özel koruma, izdihamı önlemek için hazırdı. İçeriden iki kişi çıktığında eşimle beni buyur ettiler. Bahçe içinde bir masada 3 kişi seçici kurul edasında oturmuş satış yapıyordu. Masa üstündeki kırmızı ve siyah cep ajandalarından onar adet almak için seyirttik. Ancak bir paraya bir ajanda veriyorlarmış. Elimizdeki 5 kuruştan fazla miktarı, gönüllü olarak Kızılay bağış kutusuna atıp hem alışveriş hem de yardım yaptık. Ece Ajandası Yöneticisi Seydi Ali Günel’den aldığım bilgiye göre, iki günde yaklaşık 10 bin cep ajandası satılmış. Yaşasın ajanda kardeşliği !

Ece Ajandası almak isteyenler uzun kuyruklar oluşturdu

Ece Aşkının Ajandası
Ajandanın ismi, bir aşk öyküsünden geliyor. Ece Ajandası’nı kuran ailenin Ahmet Dayı’sı, göç edilen topraklarda Ece isimli bir Türk kızına aşık oluyor, ama sevdalılar birbirine kavuşamıyor. Bir çok hikayemizin ölümsüzleştiği bu sayfalara isim oluyor güzel Türk kızı. Ajandalar ilk kez 1910′da muhtıra adı altında satılmaya başlanıyor adı daha sonra Ece olarak değiştiriliyor.

Ajandamın ilk notu, Özge Sipahioğlu’nun samimiyet ve sevgi bulduğum blogger buluşmasına ait!
Yazı EtiketleriEtiketler: , ,

Benzer Yazılar

Benzer yazı bulunmamaktadır.

İzleyiciler