Sevenine İlaç Niyetine

Bloğumda paylaştığım ilk tariflerdendir işkembe çorbası. Acemiydim o zamanlar; tarif hiç bilmeyene nasıl aktarılır, sunum nasıl hazırlanır, fotoğraf nasıl albenili çekilir, bilmezdim. Azmim vardı, yoğun iş günü dönüşü evin yemek telaşesinden sonra, gece yarılarına kadar tarif uygular ve fotoğraflardım, bloğa giriş yapardım. Benim gibi yemek bloggerları tecrübe edindiklerinde -oldum demiyoruz tabii- bile bu tariflerini ve fotoğraflarını öylece bırakır. Nereden başlamışız bilelim diye.

İşkembe çorbası, Balkanlar’dan dünyaya yayılmış bir lezzet. Bulgaristan’dan göçen ailenin evladı olarak evimizde sıklıkla pişmesinin sebebi bu olsa gerek. Kahvaltı soframızda bile bulunurdu, gerisini siz düşünün. Avrupa Birliği ile işkembe keyfimiz ortadan kalkacak sanıyoruz, yanılıyoruz. Hijyenik şartlarda satılması için bazı kurallar gelecek oysa. İtalyan, Fransız ve Yunan Mutfağı’nda işkembe ile yapılan tarifler bulunuyor. Hatta Japonlar da bile var.

İşkembe çorbasının çeşitleri, işkembe parçalarının kesim boyutuna göre isim alıyor. Tuzlama, neredeyse tatlı kaşığı ölçüsünde; damardan tuzlama, işkembenin kat yaptığı, kalın bölümleri kullanılarak tuzlama boyutunda; orta kıyım, tuzlama ile normal kıyım arasında; normal kıyım, tavla zarı boyutunda; ince kıyım ise satırla küçücük kesiliyor. Bunlardan biraz farklı olan şirden işkembe çorbasında, işkembenin yanı sıra kalın bağırsak da kullanılıyor.*

Şimdi inceliyorum da verdiğim o ilk işkembe çorbası tarifi, biraz sulu özellikte. Yeni aktaracağım damardan işkembe çorbası ise yoğun kıvamlı, anlatımı daha ayrıntılı. Sevenine ilaç niyetine…

damardantuzlama_dik

* Kaynak: Uzman TV’ye röportaj veren, Beyoğlu Lale İşkembecisi Sahibi Vedat Akkaya