Şaraba İlişkin İtirafımdır…

Yetiştiğim yerde büyüklerim daha çok kederden içerdi şarabı. 70’li yılların yaşanmışlıklarının yanı sıra ailevi sıkıntıları yormuştu onları. Hanımlarının kalem gibi sardığı zeytinyağlı yaprak sarmalarına, Münevver Teyze’nin mayonezini de kendi yaptığı Rus salatası, Ayşe Teyze’nin sigara böreği, Hatice Teyze’nin cızbız köftesi eşlik eder, sonu mevsimine göre kabak tatlısı veya karpuzla biten bir menü hazır edilirdi. Beyler, hanımlarının gönülsüz tavırlarına rağmen pek çok çeşit şarabı, kimisi de “köpek öldüren” cinsinden, ama hepsi kırmızı, geniş bir kapta karıştırır, su bardaklarına koyup ardı ardına devirirdi. O dönemde bizim oralarda “adam gibi içene” rastlamak zordu. Hanımlara göre şarap şişeleri üst üste konsa ev olurdu.

Ne zamanki hayatıma aşk girdi, kırmızı şarap birden aklanıverdi, romantik anlarımın baş köşesine oturdu. Bu arada hala beyaz şarap hayat sahnemde rol kapmamıştı, gerçi sonrasında araya nasıl sızdığını da anımsamıyorum ya. Etrafımın dostlarla sarıldığı, saatler süren demlenmeleri rakı sofrasına bırakırken kırmızı şarabı hep kayırdım, bencilce kendime ayırdım. Kulağımdan Sade’nin kadife sesi akıp giderken, kırmızı şaraba kimi zaman peynir eşlik etti, kimi zaman bol soslusundan makarna.

Sophia Loren misali şarap gibi kadın olmaya öykündüğüm zamanlara denk geldi “Efsane Gurmelerini Arıyor”. Bu yarışma öncesinde, Kayra Wine Center’da katıldığım “Peynir ve şarap aşkı” atölyesinde öğrendiklerim ve tattıklarımla hayatıma yeni bir kapı açılmış, şaraba giriş yapmıştım. Bu topraklarda doğan şarabın Anadolu Mutfağı ile uyumunu keşfetmek amacıyla Buzbağ ile yolculuğa çıkmak da heyecan verici olacaktı. Böylece Köşebaşı Restoranı’nın Levent şubesinde, Haziran ayının yeni yeni yaz havasına döndüğü bir akşamında, işin erbabları ve gurme adaylarıyla bir araya geldik.

Biraz önce “Bu topraklarda doğan şarap” tanımlaması yaptım. Şarap üretiminin başladığı yerin Doğu Anadolu olduğunu tahmin edebilir miydiniz? Bilesiniz ki bu bölgede bağcılık geçmişi 6 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Şarap Ansiklopedisi’nde vurgulandığı üzere; “Eğer Nuh’un Ağrı Dağları’nda ekilen üzüm bağları ilk bağlar ise, Türkiye’nin şarabın anavatanı olduğunu ileri sürmesi doğal. M.Ö. 4. yüzyılda Hititler’de üst sosyo-ekonomik statüdeki bireylerin, şarabı zevkle tükettiğine dair kanıtlar bulunmakta.”

Geçmişte şaraplar yöresel yemeklerle yenirmiş. O halde Kapadokya, Tokat, Diyarbakır ve Elazığ yörelerinin Öküzgözü, Boğazkere, Emir ve Narince üzümleriyle üretilen Buzbağ Şarapları’yla Anadolu Mutfağı’nın lezzetlerini bir arada yemek tuhaf olmasa gerek. Bazılarınızın deneyime hazır olduğunu duyar gibiyim. Ancak masa başına gelince rakı istemek yok. Zira Köşebaşı Restoranı’nda yaptığımız sohbet sırasında, kebapla şarap içtiği için rakı severlerin eleştiri oklarına hedef olanların yakınmalarına tanık olduk.

Yanımda eşim, dostum, önümde Buzbağ Beyaz, Klasik, Öküzgözü, Boğazkere ve Rezerv şişeleri var, bir de çeşitleri uzayıp giden bir menü. Hadi bakalım, diyetisyenime bunları nasıl açıklayacağım? Tamam, günlük bir çatallık yemek blogger’ı kontenjanım var ama… Bu menü ile sanki birazcık abartmış olacağım.

Kayra Akademi Müdürü Cüneyt Uygur, menüdeki tüm çeşitler ve Buzbağ ürünleri uyumu hakkında görüşlerimizi bilmek istiyor ama baştan söyleyeyim, Buzbağ Beyaz bana göre birkaç puan önde. Kapadokya Bölgesi’ndeki Emir, Tokat Bölgesi’ndeki Narince üzümlerinden üretiliyor. Cüneyt Bey’in yemekte verdiği şarap tadımı eğitimine göre, şarabı gözlemledim, kokladım, tadına baktım, adeta şarapla dans ettim. Buzbağ Beyaz, limon çiçeği, taze sıkılmış greyfurt suyu, bergamotlu çay ve kayısı aromaları içeriyormuş. Hepsinin farkına vardım mı, hayır. Hatırlatırım şarap konusuna yeni girdim. Genel olarak söyleyebilirim ki bu şaraptan aldığım turunçgil aroması ve ferahlık hissini seviyorum. Menüde girişler olan; peynir tabağı, balon pide ve tereyağı ile eşleştirmişler. Buzbağ uzmanlarıyla hemfikirim.

Patlıcan tadıyla beyaz şarap uyumunu hep beraber deneyimledik. Mezelerden abagannuş, Buzbağ Beyaz ile adeta taçlandı. Çiğ köftenin acısıysa Buzbağ Klasik’le ehlileşti, içindeki her bir baharatın tadını uyumla hissetmemi sağladı. Kendimi süper kahraman olmuş ve koku duyusu artmış gibi hissettim. Buzbağ Klasik, Elazığ’ın Öküzgözü ve Diyarbakır’ın Boğazkere üzümlerinden gelen, aralarında kiraz, vişne ve karadut da bulunan kimi aromaları taşıyor.

Gavurdağı ve toros, tadına Buzbağ Klasik’le birlikte vardığımız mezelerdendi. Belirtmeden geçemeyeceğim, Köşebaşı’nın gavurdağı salatası bildiğimden farklıydı. Sanıyorum sadece iri doğranmış domates ve nar ekşisinden yapılmıştı. Gözlerim ceviz parçalarını aradı durdu. Geçenlerde NTV’de “Tadı Damağında Kaldı” programının Hatay’da çekilen bölümünü seyrettim. Restoran sahibi, o yörede baskın tadından dolayı tercih edilmediği için içki mezelerinin cevizsiz yapıldığını vurguluyordu. Köşebaşı’nın tercih sebebiniyse öğrenmek lazım.

Ara sıcaklardan peynirli pideyle, tadına doyulmaz humusu, Buzbağ Beyaz ile yemeyi tercih ettim. Patlıcan söğürme, içli köfte, fındık lahmacun ve çöp şiş, uzmanların tavsiyesiyle Buzbağ Elazığ Öküzgözü ile uyum sağladı. Say say bitmiyor değil mi? Evet bunları ve yazmaya devam edeceklerimi bizler yedik. Yazının başlığının itiraflı olması boşuna değil!

Karadut, böğürtlen, karanfil ve tarçın aromalarını sofralarımıza getiren Buzbağ Diyarbakır Boğazkere’yi Tarsusi kebap ve pideli şaşlık ile yedik. Bu lezzetler ayırt edici bir tat bırakmaktansa beni, lokum kıvamındaki pirzola kaburga ve önünden saygıyla eğileceğim Buzbağ Rezerv’e hazırladı.

O da Boğazkere ve Öküzgözü üzümleriyle üretiliyor ancak Fransız meşesinden yapılan özel fıçılarda  24 ay dinlendiriliyor. 15 yıla kadar yaşlandırılabiliyormuş, ancak henüz bu kadar sabırlı davranabileceğimi düşünmüyorum. Buzbağ Rezerv, her yıl çıkan farklı rekolteleriyle beğenilere sunuluyor. Yasemin, sedir ağacı ve ardıç aromalarının ön plana çıkması nedeniyle 2006 rekoltesini edinmem lazım.

Tatlıların yanında şarap içmedik. Künefe, tahin ve dondurmayla sunulan kabak, diyetimin tatlı kaçamakları oldu.

Dünyada üzüm üreten 65 ülke var. Bağ yüzölçümü ve üretim açısından ilk 5 sıralaması; Fransa, İtalya, İspanya, Çin ve Türkiye şeklinde. Bu kadar üst sırada yer almamıza rağmen konu şarap üretimi olunca 47.liğe düşüyoruz. Ülkemizde rakıdan çok şarap tüketiliyor, kişi başı yıllık tüketim 1 litre, Fransa’da ise 180 litre.  

Kayra Wine Center Müdürü Cüneyt Uygur, hükümete rağmen sektör için umutlu. Türk şaraplarının uluslararası yarışmalarda prestij kazandığını, turistlerin şarap kültürünü de beraberlerinde getirdiklerini belirtiyor. Uygur: “İzmir, 5-10 yıl sonra Türkiye’nin Toskanası olacak belki!” diyor. İhtimal vermemekle birlikte destekliyorum.

Buzbağ’ın bu özel akşamı, tadını damağımızda, izini hafızamızda bıraktı. Katılımcılara hediye edilen, Buzbağ’ın doğduğu topraklardan, Elazığ yöresinin değişmez sembollerinden “Gakkoş Şapka” gecenin sürprizi oldu. Bu şapkanın, her biri farklı anlam taşıyan sekiz köşesi bulunuyor. Yiğitlik, mertlik, cömertlik, misafirperverlik, alçakgönüllülük, çalışkanlık, dürüstlük ve vatanperverlik, yöre halkının bu şapka ile bütünleştirdiği değerler.

Çok Gezen Mi Bilir, Lıkır Lıkır kategorisine gönderildi | , , , , , , ile etiketlendi | 3 yorum

Adı Kıymalı Saray Böreği, Yediğimiz Yer Acılı Adalet Sarayı!

Bir süredir onunla aynı sofraya oturamıyorum. Aynı kaseden çekirdek alıp çitleyemiyorum. Her yemek yapışımda, ağzıma lokma alışımda “Şimdi ne yiyor?” düşüncesi geçiyor, içim sızlıyor. Bir araya gelebildiğimiz nadir zamanların birinde bu böreği tattırma fırsatı buldum, içime su serpildi.

Böreğin adı “Kıymalı Saray Böreği”, yediğimiz yer “Acılı Adalet Sarayı”!

Malzemeler:

4 hazır yufka,

450 gr kıyma,

3 yemek kaşığı sıvıyağ,

2 çay kaşığı tuz,

2 çay kaşığı karabiber,

2 çay kaşığı kuru nane,

2 çay kaşığı kırmızı pul biber,

5 yemek kaşığı rendelenmiş kaşar peyniri,

1 demet maydanoz

Üzeri için:

2 yumurta,

4 yemek kaşığı yoğurt,

2 yemek kaşığı sıvıyağ,

1 su bardağı su,

Susam ve çörek otu

Yapılışı:

3 yemek kaşığı sıvıyağı yapışmaz tavaya koyup ısıtın. Kıymayı ekleyin ve suyunu salıp tekrar çekinceye dek pişirin. Tuzu, karabiberi, naneyi ve pul biberi de ekleyip karıştırarak 2-3 dakika kavurun. Ocaktan alıp ılınmasını bekleyin. İçine rendelenmiş kaşar peyniri ile ince kıyılmış maydanozları ilave edip harmanlayın.

Yufkaların her birini 4 parçaya kesin. Üçgen yufka parçalarının uzun kenarına, yaklaşık ikişer yemek kaşığı iç malzemeden koyun. Sıkıca rulo şeklinde sarın. Bunları da uçlarından başlayarak eksenleri etrafında çevirerek yuvarlak hale getirin. Kimilerimiz buna gül şekli adı verir. Dışarda kalan ucu suyla ıslatarak kolayca yapışmasını sağlayabilirsiniz. Ruloları, pişirme kağıdı serdiğiniz fırın tepsisine aralıklı olarak dizin.

Yumurtaları derin bir kapta çırpın. Yoğurdu, 2 yemek kaşığı sıvıyağı ve suyu ekleyip karıştırın. Böreklerin her tarafını bu karışıma bulayın. İsterseniz üzerlerine susam ve çörek otu serpin.

Börekleri, 5 dakika önceden 200 derecede ısıtılmış fırında iyice kızarana dek yani 30-35 dakika kadar pişirin.

Güne Geldik kategorisine gönderildi | , , ile etiketlendi | 10 yorum

Seni Öcülerden Korumak İstiyorum

Gece yarısı maymun iştahlılık yapıp acı sivri biberleri parpullar, üzerine limon yağ gezdirirdik. Acıdan burnumuz aka aka biberleri yer, suyuna da ekmeğimizi banardık. İşkembe çorbası yapılırken baş baş sarımsak dövülürdü. Damarlı işkembe parçalarını mideye indirmekten öte, dövme sapına yapışan ezik sarımsak-tuz parçalarını yalamak için yarışırdık. Salata kasesini başımıza dikip yüzümüz ekşiye ekşiye sosunu içerdik. Kahve ve krem rengi çizgili mini sofra bezi üzerinde ayçekirdeklerimizi çıtlatır, kabukları etrafa sıçrattığımız için tatlı azarlar işitirdik.

Geceleri kabus gördüğümde yeniden uykuya dalabilmem için beni mutlu eden şeyleri ve yerleri düşünmemi söylerdin ya küçükken. Yemyeşil çimenler üzerinde, heybetli elma ağacımın altında sırt üstü yatıp masmavi gökyüzüne baktığımı düşlerken uykuya dalıverirdim, odadaki öcülerden beni koruyacağını bilerek.

Şimdi gündüzleri de kabus görüyorum. Üstelik hep beraber görüyoruz artık. Onların içinde, sen ve diğerleri, pırıl pırıl parlıyor. Seni öcülerden korumak istiyorum. Bunun için sadece Allah’a, adaletine sığınıyoruz ve sabırla bekliyoruz.

Küçük Kız Çocuğu kategorisine gönderildi | , ile etiketlendi | Yorum bırakın

Çölyak Hastaları İçin Mis Kokulu Börek

Fatma Altay tarafından hazırlanan, Yuva Maya glutensiz, ıspanaklı, peynirli börek tarifi de şöyle:

Malzemeler:

Hamur için;

300 gr VitaSafe Glutensiz Ekmek Karışımı,

2 yemek kaşığı sıvıyağ,

5 gr Yuva İnstant Maya,

1,5 kahve fincanı ılık su,

1,5 kahve fincanı ılık süt,

1 yumurta

Börek içi;

300 gr ıspanak,

150 gr peynir,

1 kuru soğan,

1 çay bardağı sıvıyağ

1 çay kaşığı tuz

Üzeri için;

1 yumurta,

1 su bardağı yoğurt,

2 yemek kaşığı sıvıyağ

Yapılışı:

Mayayı ılık su ile çözdürün. Tüm hamur malzemelerini çözdürülen maya ile birlikte yoğurun. Kulak memesi yumuşaklığında hamur yapın. Hamuru üzerini örterek 15 dakika dinlendirin.

İç malzeme için ıspanakları güzelce yıkayıp köklerini ayırın. Yapraklarını ince ince kıyın. Soğanı ince halkalar halinde doğrayın, tuz, sıvıyağ ve peyniri de ilave ederek ıspanaklı içinizi hazırlayın.

Dinlenen hamuru ikiye bölün. Merdane ile her bezeyi yufkadan daha kalın olacak şekilde açın. 20-25 cm çapında açtığınız yufkanın birisini yağlanmış tepsiye yerleştirin. Üzerine hazırladığınız ıspanaklı içi yayın. Diğer yufkayı üzerine kapatın.

Yoğurt, yumurta ve yağı iyice çırpın, hamurunuzun üzerine bolca sürün. Böreğinizi üçgen parçalara bölün. Önceden ısıtılmış 190-200 derecelik fırında 15-20 dakika, üzeri kızarana kadar pişirin. Sıcak olarak servis yapın.

Daha fazla glutensiz tarif için buraya uğramanızı öneririm.

Çok Gezen Mi Bilir, Güne Geldik kategorisine gönderildi | , , , , , , ile etiketlendi | 3 yorum

Bağırsak Yüzölçümünü Azaltan Protein: Gluten

Yuva Maya Fırıncılık Araştırma Merkezi’nde aldığımız eğitim sırasında “Çölyak” hastalığı hakkında farkındalığımın arttığını aktarmıştım.

Muhteşem Yüzyıl’ın Hürrem’i Meryem Uzerli’nin de muzdarip olduğu çölyak hastalığı, ince bağırsağın, gluten adlı proteine karşı ömür boyu süren ve kronikleşen alerjisi anlamına geliyor. Buğday, arpa, çavdar ve yulaf gibi tahıllar gluten içeriyor. Yediğimiz gıdalar, ince bağırsakta bileşenlerine ayrıştırılıp bağırsak mukozası üzerinden kana karışır. Çölyak hastaları glutenli yiyecekler tükettiklerinde, bağırsak mukozasında alerji nedeniyle villus çıkıntıları ve kıvrımları tahrip olarak azalır ve küçülür. Böylece bağırsak yüzölçümü gittikçe azalır ve alınan gıdalar emilemez hale gelir. Sonuçta, beslenme yetersizliği, arkasından da hastalık belirtileri ortaya çıkar.

Çölyak hastalığında ailesel katkının olduğuna dair bir kısım deliller var. Tanısı konan kişilerin birinci derece akrabalarında % 5-10 oranında çölyak gelişebilir. Hastalık her iki cinsiyeti de etkileyebilir ve herhangi bir yaşta başlayabilir. Tam şifa sağlayacak herhangi bir ilaç mevcut değil. Normal ve sağlıklı bir yaşam sürmek için glutensiz bir diyet yeterli.

Gulten içermesi ihtimali olan yiyeceklerin glutensiz gıda maddeleri ile aynı yerde bulunmaması önemli. Yemek hazırlığı sırasında glutenli gıdalara değmiş, bulaşmış çatal, kaşık, tabak vs. gereçler, kesinlikle çölyaklı kişilerin gıdalarına dokundurulmamalı. Konu o kadar hassas ki, 1 çay kaşığı un, buğday ya da bulgurun 1/8′i bile tahribata yol açabiliyor.

Piyasada, glutensiz kek ve ekmek karışımları bulunan Yuva Maya, Fırıncılık Araştırma Merkezi’nde çeşitli tarifler geliştirerek çölyak hastalarının kullanımına sunuyor. Bu ürünleri bazı marketlerde bulma veya http://www.yuva-shop.com.tr üzerinden online satın alma imkanına sahipsiniz.

Fatma Altay, eğitimimiz sırasında 2 glutensiz tarif de paylaştı.

Glutensiz Kek KarışımıylaPortakallı, Limonlu ve Haşhaşlı Kek

Malzemeler:

4 yumurta,

3 çay bardağı şeker,

2 su bardağı portakal suyu,

3-4 limonun rendelenmiş kabuğu,

1 çay bardağı hindistancevizi rendesi,

1 yemek kaşığı mavi haşhaş,

150 gr tereyağı,

3 su bardağı VitaSafe Glutensiz Kek Karışımı

Yapılışı:

Karıştırma kasesi içine yumurtaları kırıp şekeri ilave edin ve karıştırın. Şeker eriyip yumurtalar açık sarı hal aldığında eritilmiş, oda sıcaklığındaki tereyağını, portakal suyunu, limon kabuklarını, hndistancevizi rendesini ve haşhaşı ekleyip harmanlayın.

En son unu ekleyin ve çok az, bir kaç dakika karıştırın ve muffin kalıplarına dökün.

170 derecede ısıtılmış fırında 20-25 dakika pişirin.

Kaynaklar: http://www.colyak.org.tr/ ve http://www.cabadak.com/meryem-uzerlinin-gizli-hastaligi

Çok Gezen Mi Bilir, Güne Geldik kategorisine gönderildi | , , , , , ile etiketlendi | 1 yorum